24 Nisan 2009 Cuma

Anadolu takımı-Anadolu insanı-İstanbul takımı sorunsalı üzerine...

Ntvspor'da yeni başlayan bir program var. Blog aleminin bazı yazarları ve taraftarlar arasından seçilen kişilerle yapılan bir program. Her gün farklı takımların taraftarıyla yapılıyor. Tabi sadece İstanbul takımlarının taraftarları ya da kendilerini taraftar olarak tanımlayan insanlar diyelim. Her neyse; çarşamba günkü programda yöneltilen bir soru vardı. Özetle deniyordu ki, İngiltere'de herkes kendi memleketinin takımını tutarken, Türkiye'de niye böyle değil? Başarılı bir takım olan Sivasspor'un taraftarı aynı zamanda nasıl ve niye Fenerbahçe'yi destekler. Bu konudaki düşünceleriniz nedir?

Şimdi bu soru kimlere soruldu öncelikle buna bakmak gerek. Soru sorulan arkadaşlar İstanbul takımlarından birini destekleyen bir grup. Eminim çoğu veya bir kaçı, hatta en az biri çünkü tanıyorum kendisini, Anadolu'da doğmuş, büyümüş, çocukluğunu orada geçirmiş ama buna rağmen şehrinin takımını desteklemiyor. Eee, sen adama doğrudan diyorsun ki niye şehrinin takımını desteklemiyorsun? Adam da doğal olarak kendisini savunma modunda. Diyemiyor gerçekleri. Diyemiyor Eskişehir'de sadece Eskişehir tutulur diye. Ama diyor ki; Bence de herkes kendi şehrinin takımını desteklemeli. Açıkça da diyemiyor gerçi. İngiltere'deki sistemi desteklediğini söylüyor sadece. Çünkü kendilerini çok iyi biliyor bu arkadaşlar. Buna rağmen dili varmıyor. Çünkü kendisi aynı şeyi yapıyor. (Eminim bu yazımı beğenmeyeceksiniz, hiç hoşunuza gitmeyecek...)

Şimdi ben soruyu düzelterek soruyorum. Madem şehrinin takımını tutmuyorsun, niye destekliyorsun bu sistemi? Destekleme, ben emperyalist futbol anlayışını destekliyorum de olsun bitsin. İçin rahatlar belki, ya da tam tersi olur bilemem.

Soruyu soranlara da diyorum ki; bu soruyu onlara değil, bizlere soracaksınız. Biz size gerçekleri söyleriz emin olun. Siz onları ekrana taşıdıkça, bu soruyu onlara sordukça, hiç bir zaman bu sistemi değiştiremezsiniz. Tabi değiştirmek istemiyor da sadece laf ebeliği yapmaksa amacınız bilemiyorum.

2 yorum:

yuki the zorba dedi ki...

Üstad,

Çarşamba günü ben de programdakilerden biriydim. Haklısın, soru program formatı gereği çok havada kaldı.

Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş'ta doğup, büyümedim; İstanbul Eyüp'te doğdum ve İnönü Stadı'nda büyüdüm... İnönü Stadı'nda diyorum, çünkü gerçekten çok küçük yaşımdan beri gitmediğim Beşiktaş maçı yoktur. O yüzden senin haklı olduğun konusunda kafamda tek bir soru işareti yok! Benim hayatım boyunca algılayamadığım şey, Beşiktaş'ın mesela Erzurumspor'la oynadığı maça Erzurumlulardan çok Beşiktaşlıların bilet araması, Beşiktaşlıların rağbet etmesidir...

Bugün Beşiktaş'ta oturuyorum. Beşiktaş'tan başka bir yerde oturmayı hayal etmeyi bile reddediyorum. Benim için Beşiktaş o semtin içinden çıkan ateştir, o semtin üzerine yağan yağmurdur... Ben bu semtte Baba Hakkı'nın hatırasını gördüğüm için, Şeref Stadı'nın yerine dikilen Kempinski'yi görüp, onun gıyabında bu takımın başına gelen onca haksızlıklara sövdüğüm için Beşiktaşlıyım...

Programdaki arkadaşların hepsiyle epey bir süredir beraberiz. Bir kısmını dışarıdan da tanıyorum. Şuna emin olabilirsin ki, konu oraya geldiğinde mutlaka programın sadece üç büyüklere dönük olmasını eleştireceğiz. Esasında programın arka planında sürekli yaptığımız bir şey bu. Daha önce çekilen deneme çekimlerinde, programın sadece İstanbul takımlarına dönük olmasının yanlışlığından uzun uzun bahsettik. Ancak, NTV'nin de bu konuda haklı olduğu noktalar var. Bizleri dört ay önce bloglarımız aracılığıyla çağırdılar. İlk planda Trabzonspor taraftarları da programa dahil edilecekti. İnan ki biz de çok uğraştığımız halde, Trabzonspor taraftarlarının açtığı adam gibi blog bulamadık! Sadece sözlükte yazan Kendi Kalesine Gol Atan Kaleci'yi tavsiye edebildik... Onun ötesinde, programın bize dönük herhangi bir bütçesi de yok! Yani, o taraftarlar hiç bir şekilde NTV'den para da almıyorlar. Dolayısıyla bindir adamı uçağa, getir İstanbul'a da şu an için, ya da program tutana kadar mümkün görünmüyor.

Benim önerim şuydu, örneğin Trabzonspor, bir hafta Perşembe günü, onlar gelsin. Ertesi hafta Bursaspor, sonraki hafta Eskişehir, sonraki hafta Sivasspor! Zaten Sivasspor'un mesela bu ligde iki yıldır neredeyse şampiyon olacakken taraftarının konuşmaması ne kadar acıklı değil mi? Aslında bu da değil acıklı olan! Sivasspor'un forumlarda bağırıp çağırışan adamları dışında bir blog sahibi, yazan çizen taraftarı olmaması daha da acıklı!

Neyse hikayeyi uzun tuttuk. Haklısın, hem de çok... Soruya hakkıyla cevap verememişiz, kusura bakma... Eskişehir'in geçen sene play-off'ta oynadığı Bolu maçına koşarak giden bir Beşiktaşlının samimiyetine güvenebilirsin. Elimizden geldiğince (ki pek bir şey gelmiyor), sizlerin de hak ettiğiniz üzere bu programa ya da başka formatlara dahil olmasını istiyoruz. Ancak sen de takdir edersin ki, Eskişehir, Bursa, Ankaragücü (genel profilin dışında benim çok saydığım taraftarları vardır), Karşıyaka, Altay, Gençlerbirliği gibi takımların aklı başında, canlı yayında küfürden sakınacak taraftarlarının tesbiti bloglar olmadan gerçekten çok zor... Mutlaka yenilsendeyensende@ntvspor.net'e yazın. Onlarca, yüzlerce mail atın.. Atın ki, sizin de hakkınız verilsin...

Sevgiler

omer26 dedi ki...

Hocam,

O programın tekrarını gece ben de izledim. Aslında format olarak çok güzel düşünülmüş bir program. Bir camianın sorunlarını, hayallerini, sevincini, üzüntüsünü vb. bir çok şeyi spor yorumcuları değil taraftarları yaşar ve en doğru şekilde paylaşabilir. Tribün kültürü olan kişilerin bu tarz programlarda söz alması "Türk Futbolu" için çok önemlidir.

Eskişehirspor camiası maddi anlamda olmasa da tribün kültürü olarak Türkiye'nin önde gelen camialarından birisidir. Bunu zaten çoğu kişiden daha iyi bildiğini düşünüyorum. Araştırılacak olursa Eskişehirspor için açılmış bir sürü düzeyli blog ve forum sitesi bulunabilir. Medya ne yazık ki her camiaya eşit mesafede duramıyor. Sonuçta arz-talep meselesi. Onlar da bir ticari işletmenin gerektirdiği gibi davranmak zorundalar. Ama en azından Anadolu Kulüpleri'nden de hatırı sayılır olanların taraftarlarına birer program ayırabilirlerdi. Kendi takdirleri.

Ayrıca Eskişehirspor blog ya da forum yazarlarının hepsi Eskişehir'de ikamet etmiyor. Yani büyük camiaların temsilcileri çağırılacaksa illa ki İstanbul'da oturan düzeyli taraftarlar bulunabilir. Bir Beşiktaşlı olarak belki bana inanmayacaksın ama bu blogun yazarlarından biri Zonguldak'ta, diğerlerinin tamamı İstanbul'da ikamet ediyor. Bir Eskişehirspor blogunda Eskişehir'de oturan bir yazar olmaması çok şaşırtıcı değil mi? Ama hepsi sonuçta sadece doğdukları kentin takımını destekliyor. Onun için emek harcıyor. Bizler futbolun gelişmesi için doğduğu yerin takımına, doyduğu yere saygı duyarak sahip çıkılması gerektiğine inanıyoruz. Sivasspor şampiyonluğa koşarken tribün profili olarak iki takımlı bir çizgi çiziyor. "Şu takım olamıyorsa bari Sivas şampiyon olsun. Ne de olsa Sivaslıyız. İkinci takımımız Sivasspor." türünden talihsiz açıklamaları elbet İstanbul'da yaşayan biri olarak sen de bir Sivaslının ağzından duymuşsundur. Neden iki takım tutarız? Neden ben "şu takımı tutuyorum ama bizim şehrimize gelince tabi ki kendi şehrimin takımını destekliyorum." deriz?

Ben Beşiktaş'ta oturuyorum. Bize her maç deplasman ne yazık ki.Bazı şeyler gerçekten de zor bizler için. Eminim ki sen de deplasmanlara gidiyorsundur. Siz gidemeseniz de televizyondan canlı olarak maçı seyredip yorum yapabiliyorsunuz. Bizlere evimizdeki maçlara gitmek bile deplasman sayılır. Dün ben de maçtaydım. Dönerken sizin taraftarlarınız ile aynı trendeydik. Senin Beşiktaş dışında bir yerde oturmayı hayal etmeyi bile reddetmen gibi ben de Eskişehir dışında bir yerde oturmayı hayal bile etmeyi reddediyordum. Ama okul ve ardından iş hayatı beni ne yazık ki memleketimden uzaklarda yaşamaya zorladı. Şimdi döneceğim günün hayaliyle kendimi avutuyorum. Artık her maçın deplasman olmasını istemiyorum. Baba Hakkı'nın hatırası senin için neyse benim için de Fethi Heper'in, Ender Konca'nın, Nihat Atacan'ın, Amigo Orhan'ın hatırası o. Zaten sevdamıza Bolu maçında da şahit olmuşsun.

Bizim hakkımızdaki iyi dileklerin ve Anadolu kulüplerinin haklarını düşündüğün için teşekkür ederim.