Dün akşam maçta olduğumdan ancak kendime gelebildim. Takımın karşılanması, idmana gidilmesi ve yorucu bir ÜDS sınavı sınrasında Kasımpaşa maçının son dakikalarına yetişip, ardından Ali Sami Yen'e giderek yağmur altında 90 dk. takımını desteklemek hiç de kolay değil. Maçın sonucu yorgunluğumuzu bir nebze olsun dindirdi.
Polonya'dan Erasmus programı ile Anadolu Üniversite'sine gelen ve hiç bir maçta Eskişehirspor'u yalnız bırakmayan Polonyalı 5 taraftarımıza da Ali Sami Yen'e kadar gelerek destek oldukları için ayrıca teşekkür ederim.
25. hafta sonunda topladığımız puanların beşte birini Galatasaray karşısında kazanacağımız sezon başında söylense kimse inanmazdı herhalde. Bir takımda bu kazanma hırsı olduğu sürece olumlu anlamda ne derlerse inanacaksınız.
Eskişehirspor taraftarına ayrılan bölümü maçtan yaklaşık 1,5 saat önce doldurduk. Galatasaray taraftarında maç öncesi kazanma inancını göremedim. Biz maç öncesi tribün olarak inancımızı futbolcularımıza yansıttık. Zaten bir hafta boyunca yanlarında olduğumuzu her fırsatta göstermiştik. Maçın başlamasına yakın, önceden hazırladığımız kareografiyi yağmurun bayrağımızı ve şeritlerimizi ağırlaştırmasına rağmen büyük bir özveri ile gerçekleştirdik. Kendimi bir an İtalya'daki bir maçta açılan bayrağın altındaki bir taraftar zannetim.
Polonya'dan Erasmus programı ile Anadolu Üniversite'sine gelen ve hiç bir maçta Eskişehirspor'u yalnız bırakmayan Polonyalı 5 taraftarımıza da Ali Sami Yen'e kadar gelerek destek oldukları için ayrıca teşekkür ederim.
Maçı kısaca yorumlayacak olursak:
Her iki taraf da ilk yarı etkili olamasa da mücadele anlamında Eskişehirspor'un üstün olduğunu söyleyebilirim. Taraftarlarımız zaman zaman Galatasaray tribünlerini bastırdı. İkinci yarı kırmızı karta kadar maç aynı şekilde devam etti. Nadarevic'in kırmızı kart görmesiyle birden takım ateşlendi. Rıza Çalımbay Batuhan'ın yerine Vucko'yu alıp Galatasaray'ın üzerimize gelmesini ve yakaladığımız kontra atak fırsatlarını Youla ve Engin ile değerlendirebileceğimizi düşündü. Rıza Hoca'nın bu düşüncesi gerçekten bizi sonuca götüren en önemli faktördü. 10 kişi kalan Eskişehirspor inanılmaz bir mücadele örneği gösterdi ve zaman zaman Galatasaray'dan çok daha üstün oynamamızı sağladı. 10 kişi kalmamız yetmezmiş gibi bir de Engin Baytar'ın sakatlanıp saha kenarına taşınması ile sahada 9 kişi kaldık. Tam bu anda Doğa'nın soldan getirip Youla'ya verdiği pas, Youla'nın plase vuruşu sonrasında golle sonuçlanınca Ali Sami Yen Eskişehirspor taraftarının muhteşem tezahüratlarıyla inledi adeta. Golden maç bitimine kadar Galatasaray tribünleri susmuş, sadece maçı izlemeye başlamıştı. Geçen hafta kendi kalesine iki gol atarak bir ilki gerçekleştiren ve herkesi şaşkına çeviren Eskişehirspor bu kez de 9 kişi kalmasına rağmen ortaya koyduğu kazanma hırsı ile yine herkesi şaşkına çevirmişti.
25. hafta sonunda topladığımız puanların beşte birini Galatasaray karşısında kazanacağımız sezon başında söylense kimse inanmazdı herhalde. Bir takımda bu kazanma hırsı olduğu sürece olumlu anlamda ne derlerse inanacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder