Özel işlerim dolayısıyla Ankara'ya gitmem gerekiyordu ama tarihi bir türlü netleştiremiyordum. Cuma gecesi Kasımpaşa, Altay'ı penaltılar sonucunda geçip finale kalınca "hem ziyaret, hem ticaret" düşüncesiyle Ankara yolu göründü bana...
*Fotoğraf net değil ama cep telefonumla olaylar esnasında tribünden çektiğim için paylaşmak istedim...
Haftasonu işlerimi hallettikten sonra, pazar günü maça gitmek üzere Kızılay'dan vesait aramaya başladım. Ankara'da olduğu söylenen maç, Yenikent semtinde, yani Ankara'nın dışında ve nadiren araç giden bir yerdeydi. Zor olsa da sora sora buldum durağı ve otobüs beklemeye başladım. (Bu arada ilerde ihtiyacı olanlar için not düşelim: Sıhhiye'de Adliye binasının önündeki duraktan 204 numaraya binerek stada çok yakın bir noktaya gitmeniz mümkün)
Maç öncesi stadın etrafında Eskişehir'den gelmiş 5-6 siyah-kırmızı formalı vardı ama bolca Eses atkısı vardı. Önceki maçlardan hatıra almış Paşalılar, finalde dahi bizim atkımızla maçlarına gelmişti. Bizi görenler tanımadıkları halde sanki 40 yıllık dostlarını görmüş gibi gelip kucaklıyorlar ve hemen bir ihtiyacımız olup olmadığını soruyolardı. Bu, gerçekten büyük gurur veren bir duygu..
Gelelim maça, aslında futbol olarak tam bir beraberlik maçıydı. Zaten play off maçları genellikle kontrollü oynandığı için berabere ve az gollü biter. Bu da öyle oldu.. Uzatma bölümünün sonlarına doğru 113. dakikada atılan gol ve golün devamındaki sevinç görülmeye değerdi. Bir an 19 Haziran 2008'e gittim.. İnönü Stadı'ndaki o müthiş atmosferi hatırladım.. Taraftar sayısı olarak ne Kasımpaşa, ne de Karşıyaka bizim finalimizdeki sayının yakınından geçemez tabi, ama zaten bunu beklemek de hata olur. Neticede 2 takım da Türkiye'nin 2 büyükşehrinin takımı ancak sadece semt takımı.. Şehir takımıyla aynı kulvarda düşünmek yersiz olur. Yine de hakkını vermek lazım, 2 taraftar da inanarak gelmiş. Ama kazanan Paşa oldu...
Maçın bitiş düdüğüyle beraber Kasımpaşa tribününden sevinç çığlıkları yükseldi, herkes birbirine sarılıyordu ve tek bir taşkınlık yoktu. Ancak nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde, Karşıyakalı bir taraftar sahaya atlamış ve Kasımpaşalı bir futbolcuya saldırmıştı. Bunun üzerine Kasımpaşa tribününden yaklaşık 5-6 kişi sahaya girerek karşı saldırıya geçti. Zaten ne olduysa bundan sonra oldu, Karşıyaka tarafından abartısız 200 ve belki de üzerinde taraftar sahaya inerek bize, Kasımpaşa tribününe doğru koşmaya başladı. O anda gerçekten korkuyu yaşadım, yanıbaşımda duran birinin kafasına gelen koltuk benim korkumu daha da yükseltti.
Başlarda Jandarma'nın müdahalede etkisiz kaldığı olaylar, yine Jandama'nın başarılı püskürtmesiyle ve Kasımpaşalı taraftarların askere olan saygısından dolayı geri çekilmesiyle duruldu ve kutlamalar kaldığı yerden devam etti.
Benim aklımda kalan, Süper Lig'e geri dönen Kasımpaşa'dan ziyade uzun zamandır tartışılan "İzmir'den Süper Lig'e takım gelmesi" sorunsalı... Daha bu sezon ortalarında bir basketbol müsabakası için Bandırma'ya giderken yolda olay çıkartan Karşıyaka taraftarı yüzünden günahı olmayan, sadece takımını desteklemek isteyen bir Kaf-Kaflı (Özgür) can verdi. Bu olay tüm takımları tatsız bir olayda, bir cenazede bir araya getirdi. Bu acı hatıradan sonra tüm takımlar ders çıkartmışa benziyordu ama anlaşılan öyle olmamış.
Maç esnasında taraftarlarını izleyerek içten içe istemiştim başarılı olmalarını. Duygusal sebeplerle "belki bu yıl değil ama seneye mutlaka çıkmalılar" demiştim "Süper Lig'e"... Ancak, görülen ve anlaşılan o ki, henüz başarıyı hak etmiyor bu taraftar... Biz, Eskişehirspor olarak yıllardır kaybetmenin ne olduğunu en iyi bilen taraftara sahibiz. 3. Lig'e kadar düştük Amatör Küme'nin kokusunu alıp geri döndük... Sonra yıllarca Süper Lig'e döneceğimiz günü bekledik, sabırla, inatla... Ama centilmence... Evet, bizim maçlarımızda da olaylar oldu ancak hiç bir maçımız öncesinde stada giderken bir otobüsten diğerine döner bıçakları sallayarak rakip takım taraftarını yaralayan taraftarımız olmadı. Ya da, maç kaybedip yıkılınca, sahaya kitlesel bir hareketle girip dehşet saçmadık gözü dönmüş bir şekilde...
*Fotoğraf net değil ama cep telefonumla olaylar esnasında tribünden çektiğim için paylaşmak istedim...
İşte bu yüzden gelmesin İzmir'den takım Süper Lig'e... Karşıyaka gelecekse gelmesin... Altay gelsin, Göztepe gelsin, Bucaspor gelsin, İzmirspor gelsin.. Ama Kaf-Kaf şapkasını önüne koyup düşünsün bir kaç sezon daha. "Ne oluyor, neler yapıyoruz?" diye sorsun kendisine.
2009-2010 sezonunda Kasımpaşa'ya Süper Lig'de, Karşıyaka'ya Bank Asya 1. Lig'de başarılar...
4 yorum:
iyi etmişsin özgür. biz konya'dayken sen de ankara'da paşa'ya sahip çıkmışsın. ama dediğin gibi karşıyaka süper lig'e hazır değil. daha çok sürünecekler!
Bu tarz maçların atmosferi çok değişik oluyor. Ama yine de bu durum yaptıklarını haklı çıkarmaz. Umarım önümüzdeki sezon yaptıkları hataları anlarlar ve süper lige dönerler. Ama dediğiniz gibi bu şekilde döneceklerse hiç dönmesinler daha iyi.
Benim bildiğim İzmir halkı kültürlüdür, iyi ahlak sahibidir, hoşgörülüdür ve çağdaştır. Karşıyakalılar, karşıyakayı "35,5" olarak adlandırıp, kendilerini izmir halkından farklı bir konumda tutarlar. Öyle yapmakta çok haklılarmış çünkü onların hiç biri İzmirli olamaz, olmayıda haketmiyor.
atilla zaten ben de yazımda buna vurgu yaptım.. diğer izmir takımları sefa gelsin hoş gelsin.. ama bu zihniyet değişmedikçe kaf kaf biraz daha beklesin sırasını.. gerçi ayrı bir yazı konusu ama belirtelim, ankaraspor ve ankaragücü birleşirse, ankaragücü küme düşmezse süper lige çıkmak için play off finalisti yani kaf kaf hak kazanacak... buyrun burdan yakın...
Yorum Gönder