30 Kasım 2009 Pazartesi

Kader utansın


Yine olmadı. Yıllardan sonra bir maç bari olsa Avni Aker'de kazanmak için çıkmıştık sahaya. Belki onlar da haketmedi bu galibiyeti ama bizim için de galibiyeti hak ettik diyemiyorum. Beraberlik hakkıydı bu maçın. Rıza'nın, takımı böylesine defansif bir şekilde sahaya sürmesine diyecek bir şey yok. 8 tane defansif özellikte futbolcuyla oynadık. Kadro sıkıntısının bu kadar etkili olduğu bir maç olmamıştı bu sezon. Şimdiye kadar hiç Rıza'yı eleştirmedim kadro kurma konusunda. Hep arkasında oldum. Yalnız anlamadığım, geri 4lü de geçen sezon yine Trabzon maçında izlediğimiz, kendisinden bekleneni fazlasıyla veren, hatta kademe anlayışının ileri seviyede olduğunu, ileri çıkışlarını vakitli ve yerinde yaptığını gözlemlediğim Veysel Sarı'nın neden yedek başladığıydı. Ortada Vucko ve El Saka ne kadar doğru tercih kabul edilirse, Nadarevic'in sağ kanatta maça başlaması o kadar yanlıştı. Hatta takımda oynamadık pozisyon bırakmayan kaptan Sezgin'in ön libero çakması gibi oynaması külliyen hatalıydı. Rıza Hoca tutar mı diye oynattı sanırım, ama tutmadı. Murat Önür desen, bir adama bu kadar şans tanınır. Daha ne olsun be Murat! Bu maçta göstereceksin işte kendini. Hiç unutmadığım bir de geçen seneki Gençlerbirliği deplasmanı vardı. Murat'ın hediye ettiği maç. Nedense kaybettiğimiz maçlarda ya Murat sorumlu oluyor ya da takımca sorumlu oluyoruz. Murat'ın niye böylesine hatalar yaptığını anlayamıyorum. Hep niye Sezgin oynuyor diye eleştirdiğim sol bek mevkisinde Murat'ı tek adam olarak görmeme rağmen, bu sefer eleştirmekten alamıyorum kendimi. Yine de yeter artık Murat diyemiyorum, hala beklentilerim var Murat'tan, tabi Rıza Hoca'yı bilemiyorum o ne düşünür.

Maçın kazananı bence Alper Potuk ve Adem Sarı oldu. İkisi de başarılı bir oyun ortaya koydular. İkinci golden sonra takımca bir toparlanma yaşadık ama aralarında Alper ve Veysel de sivrildiler.

Olmadı işte, zaten alternatifsiz bir kadrodan böylesine bir alternatif çıkması imkansızdı. Maç izlerken arkadaşımla tartıştık, Trabzonlu olup GS'yi tutan ama Trabzon maçlarında da kendini kaybeden bir arkadaşım. Dedim ki "Futbolda gerçekleri olduğu gibi görmek istemeyenler vardır, işte bu yüzden gerçekler kişiden kişiye göre değişir.". Fazlasıyla gerçekçi olduğumu düşünüyorum çoğu konuda ama kendine göre gerçeği değiştirenlere karşı ne desen boş, hep kendi gerçeklerini savunur dururlar, sonunda ne olur, seninki yalan kendilerininki yalandan gerçek. böyle bir durumda yalandan gerçeği kabullenip susmak en mantıklısı oluyor. Neyse, biz kendi geçmişimiz ve geleceğimizle gerçeklerle futbolumuzu sürdürelim de başkaları Anadolu takımı gibi görünüp İstanbul'dan paylanmaya çalışsınlar daha iyi...

1 yorum:

Bülent Gürsoy dedi ki...

Sezgin'in bu ligin futbolcusu olmadığını biliyorum. Vucko'nun çok iyi niyetli olduğunu biliyor ama yeteneklerinin sınırlı olduğunu düşünüyorum. Murat gibi, Nadarevic gibi. El Saka şarj edilemeyen pil gibi. Ragıp iyi bir ön liberoydu ama onun da pili bitmek üzere. Burak'ın artistliklerinden sıkıldım. Ümit'in kaptan taklidi yapan bir gece kuşu olduğunu bilmeyen yok. Adem, Veysel ve Alper gibi gençler çoktan forma şansını elde etmesi gereken futbolcular. Ben daha çok saydırırım ama olaya ortasından girmek yanlış. En başta yönetimi göndereceksin.