Haftalardır beklediğim maç için geceden hazırlıklara başladım. Boğazın Kırmızı Şimşekleri olarak maç öncesi Üsküdar'da resmi dergimizi ağırladık. Beraberce stada giderek o atmosferi solumaya başladık. Stadyumda taraftarların konforu için herşey düşünülmüş. Hatta rakip takım taraftarlarının olduğu bölümde bile infrared ıstıcıların olması pek alışık olmadığımız bir durumdu. Yıllardır karda, kışta takımını destekleyen, bu cefayı çeken bu taraftar biraz şaşırmıştı doğrusu.
Üzerimizdeki bu şaşkınlığı attıktan sonra her iki takım taraftarının karşılıklı atışmaları ile başlayan maç atakalarımızla başladı. İlk dakikalarda Batuhan, Youla ve Serdar ile etkili bir futbol ortaya koyarken defans hattımız da bize güven veriyordu. Orta alanda hızlı ve basit oynayarak ilk 25 dakikalık bölümde Fenerbahçe'den çok daha organize bir futbol sergiledik. Youla'nın attığı gol ofsayt gerekçesiyle sayılmadı. Serdar'ın kafa vuruşu direkten döndü derken, hemen ardından bir pozisyonda ayağını kendi bacağına takarak düşen, aynı meslekten ekmek yiyen arkadaşının hakkını yiyerek onu oyundan attıran ve buna göz yuman zihniyet yine görev başındaydı. Burası Kadıköy. Ne diyelim ki, bu zihniyet için Kadıköy, Eskişehir, vb. farketmiyor.
Eskişehir'de oynanan maçın tekrarını izleyecek gibiydik. Fakat ne yazık ki öyle olmadı. FB taraftarı maç öncesinde olduğu gibi maç içinde de kışkırtıcı tavrını devam ettiriyordu. "Şova dayalı bir futbol" oyanyan FB maçı 3-0 kazanmıştı. Görev yerine getirilmişti. Artık geriye bu haksızlıklara haykıranları susturmak kalmıştı. Sussunlar ki şov devam etsin. "The show must go on." "Show still goes on." Bakalım nereye kadar? Yazık....
Ayrıca maç öncesi, maç sırasında, maç sonrası taraftarımızı hiçe sayıp canlı yayında göstermeyen tarafsız televizyonculuk anlayışına da "şova dayalı bir yayıncılık" anlayışı benimsedikleri için teşekkür ederim.
Not: Aslı "show" olan ingilizce bir kelime dilimize "şov" olarak girmiştir. Günümüzde "Şov" kelimesi, bulunmadan önce alışverişlerde takas yönteminin kullanıldığı; bulunduktan sonra ise tüccarlardan mal alırken kullanılan maden, kağıt cinsi nesne yerine kullanılmaktadır. Bu yüzden "The show must go on" (Şov devam etmeli) diyoruz. Devam etmeli ki birileri aç kalmasın......................................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder