24 Ocak 2009 Cumartesi

Eskişehirspor 1 - 1 Gaziantepspor

Bugün kötü hava koşullarına rağmen yönetimin açık tribün için bilet fiyatlarını 15 TL olarak belirlemesi taraftarı stadyuma çekmiş. Yönetime kombinesi olan bir taraftar olarak bu ekonomik kriz ortamında taraftarını düşündüğü için teşekkür ederim. Takımının peşinden koşarak Eskişehir'e gelen 30-40 kadar Gaziantepspor taraftarına da centilmence takımlarını destekledikleri için ayrıca teşekkür ederim. Maçı yaklaşık 1,5 yıldır girmediğim açık tribünde izledim. (Kayınpederim sağolsun :)) Ben de sizlere maçta edindiğim izlenimleri aktarayım dedim. Maçta toplam 13000 civarında taraftar vardı. Nefer-Kızılcıklı başta olmak üzere Ayder ve Altes maç boyunca desteğini sürdürdü. Biz de açıktan zaman zaman onlara katıldık. (Ben hep katılmak için ayağa kalktım ama amcalar sağolsun :)) Neyse bundan sonra kayınpederim de gelse karım da gelse böyle bir hata yapıp açığa girmeyeceğim. Benim gerçek yerim kesinlikle Nefer-Kızılcıklı. Açıktaki taraftarlarımıza saygı duyuyorum. Onlar da üzerlerine düşenin en iyisini bu yağmura rağmen yapmaya çalıştılar.

Stadyuma yaklaşıldığında kaşkol, bere, forma vb. satan seyyar satıcıların çokluğu dikkati çekiyor. Yönetim sanırım sezon başındaki kararlılığı göstermemekte. Orijinal ürünlerin satıldığı ESstore'a girdiğinizde ise atkı kalmadığını söylüyorlar. İlk yarının son maçı (ikinci yarının açılış maçı), taraftar ilgi gösterecek ama orijinal ürünlerin satıldığı mağazada kaşkol yok. (Deepman benden bir kaşkol istedin ama ne yapayım yönetime söyle artık.)

Maça karşılıklı ataklarla başlayan her iki takım da sahaya galip gelmek için çıkmıştı. Eskişehirspor yeni transfer Batuhan'ın hava hakimiyetini kullanabilmek için kanat atakları ile etkili olmaya çalıştı. Rıza Hoca'nın taktiği başarılı olmuştu. Gerçekten de Batuhan maç boyunca kanat ortalarında ve defanstan gelen şişirme toplarda Gaziantepspor defansına zor anlar yaşattı. Bunlardan birinde penaltı noktası üzerine yapılan ortada topu arka direkte bulunan Serdar'a kafasıyla aşırtmasına rağmen bu kolay pozisyon golle sonuçlanmadı. İkinci yarıda da yapılan ortaya etkili bir kafa vuruşu yaptı. Fakat onu da Murat Şahin kurtardı. İvesa'nın kullandığı çoğu degajı arkadaşlarına indirmesini bildi. Ayrıca uzun boyuna rağmen ayaklarına çok hakim bir futbolcu bence. Bir pozisyonda ard arda attığı güzel çalımlarla taraftardan alkış aldı. Rıza Hoca rakibin kornerlerde etkili olabileceğini düşünmüş ki Batuhan'ı hava toplarındaki hakimiyeti yüzünden defansa yardım için görevlendirmiş. Ayrıca ceza sahası içindeki karambollerde de gerçekten etkili olabiliyor. Her yere ayağını sokarak mücadeleyi bırakmıyor.

Gaziantepspor'un ilk etkili atağı Tabata'nın kullandığı serbest vuruşta Bekir'in kafa vuruşuydu. Zaten bugün Gaziantep takımı ile Eskişehirspor arasındaki tek fark bence duran top organizasyonlarındaki başarı oranıydı. Gaziantepspor kullandığı tüm duran toplarda etkili olmaya çalıştı. Önceden çalışılmış pozisyonlar olduğu bariz bir şekilde görüldü. Eskişehirspor ise duran toplarda eline geçen tüm fırsatlarda acemice davrandı. Bu hastalık ben kendimi bildim bileli devam ediyor. Futbolcular, yönetimler, teknik heyetler değişiyor ama ne yazık ki bu hastalık tedavi edilemiyor. Ne olur buna bir önlem alın. Taç atışlarında bile futbolcularımız topu nereye atacağını bilemiyor. Bugün tek olumlu duran top organizasyonumuz Emre Toraman'ın yerden vuruşuydu. O da barajın arasından geçerek Murat Şahin'in üzerine gitti. Burada Murat Şahin'den de söz etmeden geçemeyeceğim. Murat Şahin çoğu pozisyonda tecrübesini konuşturdu. Ben rakipte Tabata'nın en iyi oynamasını beklerken en iyi oynayan Murat Şahin oldu.

İlk yarının son dakikasında Gaziantepspor'un geliştirdiği bir atakta el ile alınan topu 100 metre'den ben görüyorum; fakat ne komiktir ki hemen yakınındaki yan hakem de orta hakem de görmüyor. Korner atışını Tabata kullanıyor ve ön direkte Deumi kafayı vurarak golü atıyordu. İlk yarıdaki oyun taraftarı en azından beraberlik için umutlandırmıştı.

İkinci yarıya tutuk başlayan Eskişehirspor muhteşem taraftarla geç de olsa karambol bir pozisyonda Batuhan'ın vuruşuyla beraberliği yakaladı. Son dakikalarda eline geçen fırsatları değerlendiremedi. Son dakikada Youla'nın attığı gol ofsayt gerekçesiyle verilmedi. Pozisyonu iyi göremediğim için yorum yapamayacağım.

Sezonun ilk yarısının en iyileri Sezgin Coşkun ve Bülent Ertuğrul'dan açıkçası umduğum futbolu göremedim. El Saka da defansta bazı riskli hareketler yaptı. Zamanla alışacağını düşünüyorum. Bence takıma yeni transferler de katılınca eski futbolcularımızın ilk 11 açısından biraz kafası karışmış olabilir. Serkan Özdemir defansif olarak pek güven vermese de ofansif olarak iyi bir performas sergiledi. Youla bu sezon izlediğim maçlar arasında (sadece bu maçı izledim :) diğerlerinde tezahürat görevimi yerine getiriyordum.) en kötü performansı sergiledi diyebilirim. Bülent Kocabey'in yeteneği ile maça ağırlığını koymasını beklerdim. Nadarevic, El Saka ve İvesa arasında zaman zaman yaşanan uyum sorununun ilerleyen haftalarda çözüleceğini düşünüyorum. İvesa bu maçta da üzerine düşeni yaptı. Golde yapabileceği birşey yoktu. Serdar maça ofansif orta saha olarak başladı. Bülent Ertuğrul'un yerine Tayfun Türkmen girdikten sonra sağ bek gibi oynadı. Ataklarımızda ve defansta elinden geleni yapmaya çalıştı. Sezgin'in yerine giren Poljak ise yine her zamanki standart performansını sergiledi. Ben kendisine daha çok güvenip sorumluluk aldığında başarılı olacağını düşünüyorum. Çok soğuk kanlı, ayaklarına hakim bir futbolcu. Ama sorumluluk almaktan kaçıyor gibi.

Maç sonunda hakem hataları yüzünden yine üzüntü ile terk ettik stadyumu. Batuhan'ın tafartar ile bütünleşip formasını taraftara atması ve üçlü çektirmesi günün az da olsa güzel bitmesini sağladı. Bana eşlik eden kayınpederim, kardeşim, Arda ve ati26'ya teşekkür ederim.

Hiç yorum yok: