Ondokuz haziran
bindokuzyüz altmış beş
saatin önemi yok
muhtemelen güneşliydi gökyüzü
hafif hafif esiyordu
Muttalıp Çayırı’nda rüzgar
Ezanlar hep saba makamında
okunuyordu minarelerden
Aşklar sanki hazan mevsimindeydi
Eskişehir’de sanki,
Gözler dahi suskundu
Eskişehir’de o gün
Çocuklar bile ağlamadı
Belki de bu suskunluk
Bir fırtına öncesini tanımlıyor
Belki de bulutlar
Amansız şimşeklere gebeydi...
Kentimin ileri gelenleri bir aradaydı
İçlerinden biri,
foterini ön tarafından tutup
masanın üzerine koydu,
o an gözler konuşmaya başlamıştı
o adamın gözleri
Aziz başkanın gözleri
masanın etrafındaki gözleri tek tek dolaştı
Adam ayağa kalktı
oradakilere hitaben bir şeyler söyledi
son cümlesiyle birlikte
Eskişehir’de fırtınalar koptu;
Arkadaşlar; Eskişehir’de
bir fabrika kurar gibi,
Eskişehirspor’u kuracağız...
Bu kutlu sözler
bir anda tüm kente yayıldı
fırtınanın gücüyle
bulutlar birleşti
şimşekler çaktı
nerede bir siyah varsa
yanına hemen bir kırmızı konuldu
Eskişehir yanıyordu
kara kızıl bir sevda ateşine düşmüş kentim
cayır cayır yanıyordu
Doğuşun bir ihtilal gibiydi ESES’im...
Kara kızıl yangının kıvılcımları
Anadolu semalarında yıldız oldu
artık, her yerde şimşekler kırmızıydı
futbolun emperyalistleri
köşe bucak kaçıyordu
şimşeklerin gazabından
doğuşun bir ihtilal gibiydi ESES’im...
*Selahattin Erdoğan bu şiiri Eskişehirspor'un 44. Yıldönümü şerefine geçtiğimiz günlerde yazmıştır. ESESİM olarak kendisine teşekkürlerimizi iletiyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder